Sadece “Lâ İlâhe İllallâh” diyen kurtuluşa erer mi?

SADECE LÂ İLÂHE İLLALLÂH DİYEN KURTULUŞA ERER ŞEKLİNDEKİ İFADELERİ NASIL ANLAMALIYIZ?
(Hz. Seyda Muhammed Konyevî’den)

Bu tür ifadeleri kullanmak suretiyle ideoloji peydahlayanların iddialarına fazlaca dalmaya lüzum yoktur. Onların en önemli argümanları şüphesiz, ‘’kim lâ ilâhe illallâh derse kurtuluşa erer…’’ lafzıyla gelmiş olan hadis-i şerifler ve bu lafzı ihtiva eden, diğer ayetlerden ve taalluk ettikleri genel manadan kopartılmış âyet-i kerîmelerdir.

Evet, onların dediği gibi bu tür nasslar vardır. Bazı hadis-i şeriflerde sadece ‘’Lâ İlâhe İllallâh’’ diyenin kurtuluşa ereceği ifadesi geçmekte, devamında ‘’Muhammedu’r-Râsulullâh’’ ifadesi geçmemektedir. Esasında Muhammedu’r-Rasulullah demeye gerek olmadığını söyleyenler, nasslar arasındaki bu irtibatı gözden kaçırdıklarından ya da maksatlı olarak görmezden geldiklerinden bu tür görüşler serdetmektedirler.

Bu tür hadis-i şerifler vardır. Peki bizim bu hadis-i şerifleri hâkezâ İslâmî İlimlere dair kaleme alınmış eserlerdeki bu tür ifadeleri nasıl anlamamız gerekiyor. Bunun cevabını Seyda Muhammed Konyevi Hazretleri’nden nakledeceğim.

‘’Lâ İlâhe İllallâh’’ demenin yeterli olmayacağına dair detayları da yorum kısmında soruya verilen cevabın tamamını eklemek suretiyle oraya ilave edeceğim.

Seyda Hazretleri şöyle buruyorlar:
Bazı insanlar da, bazı hadislerin ravileri tarafından kısaltılan rivayetleri delil olarak gösterip, ‘La ilahe İllallah’ demenin yeterli olacağını söylüyorlar. Oysa delil olarak sunulan bu hadislerde farklı rivayetler de vardır.

Bu rivayetlerde her iki şahadetten de yani Allah’tan başka ilah olmadığına ve hem de Hz. Muhammed (sav)’in O’nun elçisi olduğuna şahadet rivayeti de vardır. Nitekim, Muaz hadisi buna bir örnektir. Yani: “Kim la İlahe İllallah derse cennete girer ve Allah onu cehennem ateşine haram kılar.” hadisi gibi…

Nitekim Buhari’nin ‘İlim’ bölümünde rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Herhangi bir kimse kalbinden gayet doğru ve samimi olarak Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed (sav)’in de Allah’ın Resulü olduğuna şahitlikte bulunursa, Allah o kimseyi cehennem ateşine haram kılar.”

Bunu duyan Muaz: “Ey Allah’ın Resulü! Bu haberi insanlara bildireyim mi?” diye sorar. Hz. Peygamber (sav) de: “Belki buna dayanıp güvenirler de amel işlemezler.” buyurmuştur. Muaz bu hadis-i vebal altında kalmamak için ölüm döşeğinde iken haber vermişti. (Fethu’l-Bari; 1/300)

İslam alimleri ‘ihtisar’ adı verilen bu gibi kısaltmaların sırrını şöyle açıklamışlardır:
“Örneğin: ‘Kim La İlahe İllallah derse cennete girer’ hadisini ele almışlar ve bunu: “Kim Muhammedün Resulullah kavliyle birlikte bunu derse” diye yorumlamışlardır. Ancak sadece tanıklığın birinci bölümünü söylemekle yetinmişler ve bundan zaten doğal olarak bu tanıklığın ikinci bölümü de anlaşılır, demişlerdir.

Çünkü sadece: “Muhammedün Resulullah’ kesin olarak bilinmektedir, bu itibarla ayrıca zikre gerek duyulmamıştır.” (Fethu’l-Bari; 1/258)
Kaynak: S. Muhammed Konyevi; Asrımız Meselelerine Fetvalar, Reyhani Yayınları, 3. baskı, Konya, 2006 (Nakil sona erdi)

Biraz daha açmak gerekirse;
Hazfedilmiş lafızlar dediğimiz lafızlar vardır ve bu gerek Kur’ân-ı Kerim’de gerekse de hadis-i şeriflerde bulunmaktadır. Bazı ifadelerde mecaz vardır ya da lafzın bilinen kısmı düşürülmüş ve kısaltılmıştır. Bu şekilde gelen hadis-i şerifler ve İslâmî İlimlere dair kitaplardaki bu tür ifadelerin bir kısmı da bu kabildendir.

Nitekim ilgili hadis-i şeriflerin farklı varyantlarında ”Muhammedu’r-Rasulullâh” ifadesini de görmekteyiz. Konuyla ilgili Ebubekir Sifil Hocamızın da detaylı açıklamaları vardı bilhassa ilgili hadis-i şeriflerin metniyle ilgili. Dileyenler o makalelere müracaat edebilirler.

Yücel Karakoç
Musellem.net yazarı, yazı işleri...