“Kitap okumak ciddi bir iştir. Evvela bunu bilelim.
Sonrasında bu ciddiyetten sebeptir ki, abdest alınmalı, yetmiş istiğfar çekilmeli ve kadim eserlerimizde nakledilmiş bir takım zikirlerle kütüphaneye doğru gidilmelidir….”
Evet, kitap okumak ciddi bir iştir. Ancak bu kadar da değil!
Kitap okumak ciddi iştir, ancak bu ciddi amel, kimseye okuduğunu, mütekebbir tavırla sergilemek için malzeme kılmak hakkını vermez. Çok kitap okumuş olan kimsenin “okumuş olmaklığı” yönüyle, “bildiğini” enaniyet için kullanmaya hakkı yoktur. Hatta okuduğunu özümsemiş, anlamış olsa da durum değişmez.
Bunları bu yazının başında ifade etmek istedim. Çok okumuş olmayı “asıl amaç” zannedenlerin –ya da öyle davrananların- sayısındaki artış sebebi ile ifade edilmesi, üzerinde önemle durulması gereken bir mesele olduğunu düşünüyorum.
Kitap Okurken
Bir kardeşimin isteğini yerine getirmiş olmak için yazıyorum bu satırları. Bana talebini iletirken ona da söylemiştim: Birinin kitap okuma yöntemi bir kısım kimseler için faydalı olurken diğer bir kesim için hiçbir fayda sağlamayabilir. Kişinin okuma amacı, okuma yapması gereken süre ve yoğunluk, manevî ve akli beceri gibi birçok etken taktiğin belirlenmesinde ciddi etkendir. Tüm bunları bilerek yazdığım bu yazıyı, “denenmeye değer öneri” gözüyle okuyabilirsiniz.
Sahih Niyet
Müslümanın her amelinde niyet işin aslını teşkil eder. Aynı iş iki farklı kişi tarafından yapılırken, birinin sevap, diğerinin günah hanesini doldurabilir. Okuma eylemi de öyledir. Yukarıda değindiğimiz üzere üstünlük elde etmek için ulaşılmaya çalışılan ilmi seviye gayesiyle okunan kitap, yolun başında “hatalı kalkış” yapmak demektir. Buna mukabil kişinin niyetinde esas olan ilim edinmek ve bunu hem kendi, hem de çevresindekileri aydınlatıcı bir hizmette kullanmaksa, buna muvaffak olmasa dahi hayırdan pay almış olacaktır. Bundan sebep, niyeti sahih kılmalı, yola öyle çıkılmalıdır.
Amaca yönelmek
“Okuma yapmak” hususi bir meseleye dair teferruatlı bilgi edinmek maksatlı olabileceği gibi, genel kültür seviyesinde bilgi edinmek maksadıyla da olabilir. “Okuma aşkı” diye dillendirilen hususiyete sahip olan kimselerde bu ayrımın çok önemi yoktur. Mütahassıs olunmak istenen meseleye dair okumalar yaparken çalışmanın akışı sizi başka dallara yönlendirir. Oralardan da bilgi toplamak icab eder. Bir mesele üzerinde çalışmaktan bunalmış zihinleri dinlendirici bir tarafı olması hasebiyle uygulanmasında fayda vardır.
Malumatfüruşluk seviyesinden kurtulup, “bilgi” sahibi olmak isteyenlerin ilgili meseleyi yalnızca bir kaynaktan “bilgi seviyesinde” öğrenme imkânı düşüktür. Müellifin meselenin herhangi bir köşesini es geçmiş olması fark edilemeyen bir eksiklik olacağı muhakkaktır. Bundan sebeptir ki, ilgilenilen meseleye dair birden fazla eserden istifade etmek şarttır.
Tercüme-Telif
Tercüme ya da telif eser okumak birkaç noktadan önemi haizdir. Öncelikle bir eser birden fazla tercümeye sahipse ve eserin muhtevası okuyucu için önemliyse, birden fazla tercümeye “göz atması” gerekliliktir. Mütercimin muhtevaya dair malumatı, eserin diline olan vukufiyeti ve idolojisi tercümenin şekillenmesinde ciddi rol üstlenir. Bunun içindir ki eserin aslından en iyi derecede istifade etmiş olmak için eserin asıl dilinden, bu mümkün değilse ve varsa birden fazla tercümeden faydalanılmalıdır. Açıklamalı, mukayeseli, şerhli tercümeler de bu anlamda ciddi faydalar sağlayacaktır.
Tercüme eserlerle ilgili dikkat çekmek istediğim bir nokta daha var; belli kesim özellikle kadim eserlerden istifa etmek niyetlerinden sebep tercüme eserleri çok sıklıkla okumaktadır. Kütüphanelerin çok büyük kısmı böyle eserlerle doludur. Ancak hassasiyet sahibi mütercimlerin eserde bir tahrifata sebep olmak korkusu ya da mütercimin tercüme edilen dile vukufiyetsizliği sebebiyle tatsız-tutsuz bir üsluptan müteşekkil tercüme eserler ortaya çıkmaktadır. Bunun için âcizane bir tavsiyedir ki, tercüme eserlerin yanında, dili iyi kullanan müelliflerin Türkçe telif eserlerini de belli oranda okunmalıdır. Hatta kimi zaman edebi metinlerle nezih üslubun tadına varılmalı, bundan nimetten kopulmamalıdır.
Not Almak
Okuduğunu not almak, okunulan şeyin aynı zamanda yazılması sebebiyle akılda kalıcılığı arttırıcı, gerektiğinde önemli bulunan şeylerin bir arada bulunmasını sağlamak yönleriyle faydalı olacağı kesin. Ancak bu işin kaybettirdiği zaman ile buna duyulan ihtiyacın muhasebesi iyi yapılmalı, ona göre uygulanmalıdır. Zaman zaman ve bazı meseleler üzerine okuma yapanların için faydalı olacak olsa da her zaman “not almak” ihtiyacını hissetmemek için gayret gösterilmelidir.
Altını Çizmek
“Kitap çizilir mi? Çizilmez mi?” tartışmalarının üzerinde uçuştuğu bir meseledir satır altlarını çizmek. “Kitap, saygı gösterilmesi, insanın gözü gibi bakması gereken bir nimettir” diye bakanlar için kitabı çizmek ona zarar vermektir. Bundan sebep çizilmez derler. Kitap benim “bilgi edinme aracım ise bunu gerçekleştirmek için meşru yöntemleri kullanmak hakkına sahibim” diye düşünenlerce de pek tabi çizilebilir. Ben de bu kanaatteyim.
Ancak bu meseleyi de üç dört farklı kalem ile her bir renge farklı ehemmiyetler atfederek yapmak, her kalemi kitabın her sayfasında kullanma gayretine girişmek ya da bilmediği her yeri çizmek suretiyle kitabın ciddi bir yekûnunu çiziklerle doldurmak şeklinde abartmamak lazımdır. Uzun bir paragraf ehemmiyetine binaen işaretlenmek istiyorsa, tüm paragrafı çizmek yerine başına ve sonuna küçük bir işaret konularak bu amaca ulaşılabilir.
Kendi İndex’ini Oluşturmak
Şahsen benim en fazla fayda gördüğüm bir tekniktir. Kitap içinde not alınacak, unutulmayacak, tekrar ihtiyaç duyulacak bir pasajla karşılaştınız. Daha sonra da ihtiyaç duyabilirsiniz ya da kitabı önemli kılan bir bölüm olduğunu düşünüyorsunuz. Genellikle kitabın en arkasında boş bulunan birkaç sayfaya ya da kapağın iç tarafına kendi index’inizi, kendi istediğiniz başlıklarla not alabilirsiniz. Hatırlayacağınız bir başlık ve karşısına sayfa numarasını yazmak suretiyle yapacağınız bu işlem, bütün kitabı okumaksızın, kendi index’inize göz atmak suretiyle kitabın muhtevasını hatırlamak için büyük oranda yeterli olacaktır.
Bu tür bir not alma işlemini devamlı surette kitabın içinde bırakacağınız bir not kağıdının üzerine yazarak da gerçekleştirebilirsiniz.
Siz de kitap okurken yapılmasını önemsediğiniz şeyler varsa yazının altına yorum bırakarak paylaşabilir, okuyucuların denemesini sağlayabilirsiniz.
Ayracın yerini ne zaman not kağıtları alır, o zaman ciddi okuma başlamış demektir 🙂