Her nereye gidersek gidelim, hangi binaya girersek girelim mutlaka bir kapıdan geçmemiz icap ediyor. Kapılar, girişine koyulan binanın, kurumun veya hanenin temsil ettiği mananın ilk giriş yeri olması sebebiyle önemli bir rol oynuyorlar. İnsan bazen girdiği kapıdan dünyaya dair bütün beklentilerinin sahibi olurken, attığı adımla ahirete taalluk eden yani ebedi hayatı kazanma fırsatını o kapının dışında bırakabiliyor. Kapı bir giriş, oradan içeri girmeden içeride olan ile ilgili bir sorumluluğumuz yokken, adım atıp içeri girdiğimiz anda, içerisinde bulunduğumuz mekanın şartları, kuralları ve kaideleri ile muhatap oluyoruz. Kapılar aynı zamanda içerisinde bulunduğu mekanı dış etkenlerden koruyup, dışarıdaki olumsuz hallerin içeriye girmesine engel olma görevini ifa ediyorlar. Dışarının hay huyu ile, dünya meşgalesi ile uğraşanların kaçıp sığındıkları kapıların olması insana rahatlık ve güven veriyor. Günde beş vakit her türlü meşgalenin dışında bırakıldığı kapıların olması Allah tealanın büyük lütuflarından birisi bizim için.
Yukarıda dedik ya, kapılar temsil makamlarıdır diye, bazen kapı Yusuf’ un iffetinin sınandığına tanıklık ederken, bazen Yunus’ un eğri odunu bile layık görmediği bir yer oluyor. Bazısının Rabbi ile irtibatını sağlayan mekanlara açılırken, bazısının cehenneme açılan girişi oluyor.
Onun için,
Kapılar var, eşiğinde bir ömür beklenecek
Kapılar var, eşiğinden içeri adım bile atılmayacak.
Kapılar var, açılınca karanlıktan aydınlığa çıkılan,
Kapılar var, açılınca adım atanı karanlığa sürükleyen.
Kapılar var, atılan tek adımla derdin, tasanın tarihe gömüldüğü,
Kapılar var, adım atanın sıkıntıya, derde giriftar olduğu…
Kapılar var, bir ömür aranan, bulununca eğilip eşiğinin öpüldüğü
Kapılar var, aranmadan bulunan, nefsin yuları ile eşiğine bağlanılan.
Bizler için kapının dışında ve kapının içinde sürüp giden ikili bir hayat yaşama mecburiyeti hasıl oldu. Evvelce içerideki ve dışarıdaki hayat Allah Teala’nın rızası doğrultusunda yaşanırken, şimdi iki ayrı dünyada yaşama mücadelesi veriyoruz. İnanç dünyamızdan kapı dışarı ettiğimiz her ne varsa artık kapımızın önüne gelip yığıldı. Çalışma hayatımız, eğitimimiz, evlatlarımızın gelecek endişesi gibi aklımıza ne gelirse kapımızı zorlar hale geldi. Bir kuşak kapıyı açmamakta dirense de yeni nesiller dışarıdan ne gelirse kapıyı ardına kadar açıp, onu içeriye buyur etmeye meyilli yetişiyor maalesef. Kapısı sağlam olanlar direnmeye devam ediyor, ancak onların da takatlari sınırlı.
Müslüman iki dünyalı insan demek, dolayısıyla Müslümanın açtığı kapıların da iki boyutu var. Açtığımız kapının bir tarafı dünya bir tarafı ahiret ile ilişkili olduğu için kapının her iki tarafını da düşünerek hareket etmek gerekiyor.
Kapılar hayatımızın sonuna koyulmuş noktalar gibidirler. Bir yanda bitişe açılırken, öbür yanda ahiret dünyamızın başlangıcına açılırlar.
Bize düşen pişmanlık duymadan, uhrevi hayatımızda memnun olacağımız en yüce kapıya kul olmak.
Dünyaya kapılmamanın yolu o kapıdan geçermiş cümle aleme duyrula.
Raif Koçak
Cevapla