Musellem Tercüme Projesi
Eser: Mevâkifu’l-Enbiyâ Fi’l-Kur’ân
Eserden Yapılan Tercüme Numarası: 04
Mütercim: Ömer Çınar
Yüce Rabbimiz, Hz. Âdem’i yeryüzünde halife olarak yaratmıştır:
وَاِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلٰٓئِكَةِ اِنّي جَاعِلٌ فِي الْاَرْضِ خَليفَةً
“Hani Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti.’’[1]
Fakat Hz. Âdem kimin halifesi olacaktı? Ya da kimin yerine geçecekti? (21)
Bazı haberci ve müfessirler, bu hususta İsrâiliyât haberlere dayanarak, Hz. Âdem’den önce yeryüzünde yaşayan birilerinin olduğunu ve Hz. Âdem’in bu kimselerin halifesi olarak yaratıldığını söylemiştir. Bu hususta sâbit olmayan birçok rivâyet öne sürmüşlerdir. Çünkü böyle bir bilgi, Rasûlullah (s.a.v)’in sahih hadislerinde vârid olmamıştır. Bu sebeple biz bu görüşü benimsemiyoruz.
Zâhire göre Hz. Âdem’den önce yeryüzünde yaşayan gerek insanlardan gerek cinlerden gerekse de bu ikisinin dışında akıllı canlı herhangi bir mahlûkat yoktur. Böyle kimselerin yaşadığına dair herhangi bir sahih rivayet de bulunmamaktadır. Şayet bu hususta Rasûlullah (s.a.v)’den merfu olarak gelen sahih bir hadis olsaydı, biz bunu elbette kabul ederdik.
Binaenaleyh biz deriz ki: Yeryüzünde Hz. Âdem’den önce yaşayan ve Hz. Âdem’in kendisine halife olacağı akıl sahibi bir varlık yoktu. Hz. Âdem (a.s), yeryüzüne gönderilen ilk canlı ve akıllı varlıktır. Bu sebeple gönül rahatlığıyla şunu söyleyebiliriz: Hz. Âdem (a.s), yeryüzüne gönderilen ilk insandır ve bu sebeple hiç kimsenin halifesi değildir.
Sorulması gereken şu soru kaldı: Hz. Âdem’in, Allah’ın yeryüzündeki halifesi olduğunu söyleyebilir miyiz?
Bazı âlimler, Yüce Allah’ın yeryüzünde bir halifeye muhtaç olmadığı gerekçesiyle bunu caiz görmemiştir. Zira Cenâb-ı Hak, her zaman ve zeminde yeryüzüne hâkimdir ve orayı yönetmektedir. O, tüm mahlûkâtı ilmi ve kudretiyle kuşatmıştır. O’ndan [hiçbir şey] bir lahza bile gizli kalmaz. Bu sebeple Yüce Allah’ın halifeye ihtiyacı yoktur.
Bazı âlimler de Hz. Âdem’in, Yüce Allah’ın yeryüzündeki halifesi olmasını caiz görüp: ‘‘Âdem, Allah’ın yeryüzündeki halifesidir’’ demişler. Biz de bu görüşe katılıyoruz.
Hz. Âdem’in Allah’ın halifesi olması, kesinlikle Yüce Allah’ın bir halifeye muhtaç olduğu ya da Allah’tan bir şeylerin gizli kaldığı anlamına gelmez. Zira Yüce Allah, yeryüzünü ilmiyle, işitmesiyle ve görmesiyle çepeçevre kuşatmıştır. Bilakis Hz. Âdem’in halife kılınması, onu onurlandırmak içindir. Yüce Allah, Hz. Âdem’i ve ondan sonra gelecek zürriyetini, yeryüzünü ıslah ve tamir etmeleri, oradaki işleri üstlenmeleri ve insanın hizmetine amade kılınmış yeryüzündeki diğer canlıları idare etmeleri için halife kılmıştır. Bu şekilde Yüce Allah, bizzat yeryüzündeki her şeye her zaman hâkim ve haberdar olduğu hâlde, Hz. Âdem’i ve zürriyetini halife kılmak sûretiyle onları onurlandırmıştır.
Ayrıca halife tayin edenin, halifesinin bulunduğu yerden habersiz olması şart değildir. Çünkü kişi, kendisinin hazır bulunduğu bir yerde, onurlandırmak maksadıyla bir başkasını halife tayin edip kendi gözetimi altında ona bazı yetkiler verebilir. (22)
Râgıb El-İsfehânî şöyle der:
“خِلاَفَة [hilâfet] kelimesi, başkası adına onun görevini üstlenmeyi anlatır. Bu, ya yerine görev yapılan kişinin hazır olmamasından veya ölümünden ya da görevini ifa etmekten âciz düşmesi yahut da yerine bırakılanın onurlandırılması nedeniyle yapılır. Yüce Allah, bu son maddeye göre dostlarını yeryüzünde halife kılmıştır.’’[2]
Buna göre Yüce Allah, Hz. Âdem’i onurlandırmak için yeryüzünde halife kılmıştır. Hz. Âdem’in zürriyeti ise, birbirleri ardına gelen halifeler kılınmıştır. Bir nesil öldüğünde, onların yerini başka bir nesil almakta ve onların yerlerine vâris olmaktadırlar. Yüce Rabbimiz şöyle buyurmuştur:
وَهُوَ الَّذي جَعَلَكُمْ خَلَٓائِفَ الْاَرْضِ وَرَفَعَ بَعْضَكُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَبْلُوَكُمْ في مَٓا اٰتٰيكُمْ
“Sizi yeryüzünün halifeleri kılan, size verdiği şeylerde sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O’dur.’’[3]
[1] Bakara, 2/30.
[2] Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât/Kur’ân Kavramları Sözlüğü, s.356.
[3] En’âm, 6/165.
Cevapla