Nureddin Yıldız Hoca’nın Hassan bin Sâbit r.a’ hakkındaki talihsiz ifadeleri sebebiyle gündem olmuş bir mesele olan Hassan bin Sâbit (r.a)’ın cesareti hususunda Ebubekir Sifil Hoca’ya çok fazla soru gidince bir tahkikat gerçekleştirip ilgili rivayetlere dair yazı kaleme almıştır. Bu vesile ile, uzun zamandır bir köşede/mecmuada yazmayan Ebubekir Hoca‘nın yazılarının devamının gelmesini umuyoruz.
Hassân bin Sâbit (ra) Hakkında
“Şâiru’n-Nebî”, “Ebu’l-Mudarrib” (Cengâver), “Ebu’l-Hüsâm” (Keskin Kılıç) gibi ünvanlarda anılan Hassân b. Sâbit (r.a)’ın “korkak” bir kişi olduğu yolunda son zamanlarda gündeme gelen iddiaların doğru olup olmadığı sıklıkla sorulur oldu.
Sözü uzatmadan konu hakkında söylenmesi gerekenleri özetle şöyle ifade edebiliriz:
1. Adı geçen sahabî hakkındaki bu iddianın kaynağı; İbn İshâk, el-Vâkıdî, İbn Sa’d, et-Taberî (Târîh’inde), el-Hâkim ((el-Müstedrek’de), et-Taberânî (el-Kebîr’de), Ebu’l-Ferec el-Isfehânî (el-Eğânî’de), Ebû Ya’lâ ve el-Bezzâr (Müsned’lerinde), İbn Hazm (Cevâmi’u’s-Sîre’de), el-Beyhakî (Delâilu’n-Nübüvve’de), ez-Zehebî (Târîhu’l-İslâm ve Siyeru’n-Nübelâ’da), İbn Kesîr (el-Bidâye ve es-Sîre’de), el-Mizzî (et-Tehzîb’de), İbn Hacer (el-İsâbe’de), es-Süheylî (er-Ravd’da), İbnu’l-Esîr (Usud’da) ve daha başkalarının aktardıklarıdır. Daha sonraki kaynaklar ve günümüz yazarları da bu eserlerden nakil yapmışlardır. İddiaya göre bir gazve esnasında Hz. Hassân (r.a) geride kalan (gazveye iştirak etmeyen) kadın ve çocuklarla malikânesinde saklanırken, bir yahudi bulundukları yere girmeye çalışmış, Efendimiz (s.a.v)’in halası Safiyye bt. Abdilmuttalib bunu fark edip müdahale etmesini isteyince, kendisinin böyle işlerin adamı olmadığını söyleyerek geri durmuş, işin başa düştüğünü gören Hz. Safiyye (r.anha) yahudinin üstüne atılarak onu öldürmüş.
2. Adını zikrettiğim kaynaklarda olsun, diğerlerinde olsun Hz. Hassân (r.a)’ın “korkak” biri olduğu şeklindeki şayianın yegâne dayanağı olan bu kıssa şu senedlerle gelmiştir:
A. İbn İshâk’ın senedi: et-Taberî, el-Beyhakî ve daha başkaları mezkûr iddiayı bu senedle nakletmiştir. Bu senedin ilk ravisi Abbâd b. Abdillâh b. ez-Zübeyr’dir. Bu zat Tabiun’dan’dır. Dolayısıyla rivayeti mürsel, yani zayıftır. Hz. Hassân (r.a) hakkındaki nakli kimden aldığı netleşmeden bu mürsel rivayete güvenilemez.
B. İshâk (b. Muhammed) el-Fervî kanalıyla gelen rivayet: Bu zat şahsında güvenilir olmakla birlikte, gözlerini kaybettikten sonra telkine maruz kaldığı tesbit edilmiş biridir.
C. Rivayeti kendisinden aktardığı Ümm Urve bt. Ca’fer isimli kadın ravi meçhuldür; durumu bilinmemektedir. el–Eğânî’de nakledilen, halk arasında babası hakkında raks ederek şiir söylediği bilgisi dışında kayda değer bir bilgiye ulaşamadım.
D. Mezkûr kadın ravinin babası Ca’fer b. ez-Zübeyr de tıpkı kızı gibi meçhul/durumu bilinmeyen bir ravidir.
Dolayısıyla bu sened de zayıftır.
3. Medineli meşhur “yedi fakih”ten Urve b. ez-Zübeyr’den gelen rivayet. Bu rivayetin bütün ravileri güvenilirdir. Urve b. ez-Zübeyr Tabiun’dandır; ancak Hz. Safiyye (r.anha)’ya yetişmemiştir. Dolayısıyla rivayet mürsel, yani zayıftır.
4. Abdullah b. ez-Zübeyr (r.a)’dan gelen rivayet. İsnadındaki Ali b. Sâlih’in meçhul olması ve Abdullah b. Mus’ab ve Mus’ab b. Sâlih’in mecruh olması (zayıf olduklarının tesbit edilmiş olması), ilaveten Mus’ab b. Sâlih ile rivayeti kendisinden aktardığı Abdullah b. ez-Zübeyr (r.a) arasında inkıta (kesinti) bulunması sebebiyle bu rivayet de zayıftır.
5. el-Vâkıdî’nin senedi: el-Vâkıdî -yalancı olduğu pek çok Hadis imamı tarafından vurgulanmış olması bir yana-, bu olayı “Bana Kureyşli bir ihtiyarın anlattığına göre..” diyerek nakletmiştir. Bu kişinin kimliği belli değildir. İlaveten olayı nakleden İbn Ebi’z-Zinâd ve İbn Ca’fer’in kıssayı kimden naklettiği de meçhuldür.
6. Rivayetlerin metinleri arasında ızdırab (tutarsızlık) vardır. Şöyle ki:
A. el-Hâkim’in naklettiği İbn İshâk ve Ümm Ferve rivayeti, yine el-Hâkim ile et-Taberânî’nin naklettiği Urve rivayeti ve el-Isfehânî ile el-Vâkıdî’nin bir aktarımı, hadisenin “Hendek savaşı” esnasında vuku bulduğunu anlatırken, el-Vâkıdî’nin diğer bir rivayeti ile İbn Sa’d, et-Taberânî ve el-Bezzâr’ın naklinde hadisenin “Uhud savaşı” esnasında vuku bulduğu belirtilmektedir. Ebû Ya’lâ ise herhangi bir gazve adı vermemektedir.
B. el-Vâkıdî, el-Hâkim ve İbn Sa’d’ın rivayetinde Hz. Safiyye (r.anha)’nın yahudiyi eline geçirdiği bir sopayla, et-Taberânî rivayetinde taşla, Ebû Ya’lâ ve el-Isfehânî’nin rivayetinde ise kılıçla öldürdüğü nakledilmektedir.
7. ez-Zehebî Nübelâ’da (II, 518) İbn Abbâs (r.a)’ın Hz. Hassân (r.a) hakkında, “O Resulullah (s.a.v) ile birlikte bedeni ve diliyle cihad etmiştir” dediğini nakleder ki, bu nakil Hz. Hassân hakkındaki “korkaklığı sebebiyle herhangi bir gazveye iştirak ettiği bilinmemektedir” şeklindeki iddianın asılsızlığını açıkça ortaya koymaktadır. Esasen Hz. Hassân (r.a)’ın Efendimiz (s.a.v)’in yanında müşrikleri hicvettiği ve “Hicvet onları ey Hassân! Cibrîl şeninledir” müjdesine mazhar olduğu Sahîhân’da nakledilmiştir. Yine Sahîhân’da nakledildiğine göre mescitte şiir söylerken Hz. Ömer (r.a) tarafından men edilmeye çalışılınca “Ben bu mescitte senden daha hayırlısının -Efendimiz (s.a.v)i kast ediyor- yanında şiir söyledim” diyerek ona karşı çıkacak kadar metanetli ve cesur bir sahabîdir. Hz. Ömer (r.a)’in celadeti karşısında korkak birinin böyle bir mukabelede bulunması elbette düşünülemez!
Sonuç olarak;
Sahabe hakkında konuşurken saygılı, dikkatli, ve ölçülü olmak her mü’minin görevidir. Aksi, “Ashabım hakkında Allah’tan korkun!…” emr-i Nebevîsine muhalefet anlamına gelir ki, bunun neye müncer olacağını ayrıca belirtmeye gerek yoktur.
Konu hakkında geniş bilgi edinmek isteyenler, Süleymân b. Sâlih el-Huraşî’nin Hassân b. Sâbit Lem Yekun Cebânen adlı risalesine, Muhammed b. Abdillah el-Ûşin’in Mâ Şâ’a ve Lem Yesbut fi’s-Sîreti’n-Nebeviyye’sine başvurabilirler.
Ebubekir Sifil – 6 Kasım 2017
ebubekirsifil.com’dan iktibastır.
Cevapla