Gemide vefat eden müslim, kara uzak olduğu, ve cenaze durdukça, bozulmaktan korkulduğu takdirde (*), yıkanıp kefenlendikten ve namazı kılındıktan sonra, sağ canibi üzere kıbleye karşı olarak denize bırakılır. Ve imam Ahmed bin Hanbel hazretlerinden, menkul olduğu üzere, denizin dibine batmak için, ona ağır bir şey bağlanır.Dârı harbe, yâni yabancı milletler sahillerine yakın olan denizler için, Şafiî imamlarından dahi, menkul olan budur.Dârı harbe yakın değilse, sular onu, bir sahile atarak, İslâm sahiline ulaştırmakla, onlar defnederler, diye meyyit iki tahta arasına sıkıca bağlanıp denize bırakılır. Bizim mezhebimizde de böyledir.(*) Kara, uzak olsa da, meyyitin bozulmasından korkulmadığı ve yahut kara yakın olup çıkmak dahi, mümkün bulunduğu takdirde, cenaze denize atılmaz.
İktibas: Nimet-i İslâm İlmihali
İktibas: Nimet-i İslâm İlmihali
Not. Gemide çalıştığım dönemde ilgimi çekmiş olan bahislerden birisidir. Ama şimdilerde uzak yol gemilerinde cenazenin bozulmaması noktasında birtakım önlemler alındığı gibi (öyle duyuyoruz) gemiler artık motorlu olduğundan liman yapma (limana ulaşma) süreleri çok uzun olmuyor. Cenazeler bir şekilde yerlerine ulaştırılabiliyor. Ama eskiden bu kadar kolay değildi. Not olsun diye paylaşmak istedim.
Cevapla