İmam Gazzâlî Hazretleri kitaplığından İslam düşünce tarihi için birden fazla hususiyeti birlikte barındıran bir eser. Hem İmam Gazzâlî hazretlerinin kendi kaleminden hayat hikayesini anlattığı, hem de İslam tarihinde kendisine yer bulmuş olan inanç ve fikir hareketlerini değerlendirdiği bir eser.
Gazzâlî merhum bu eseri yazarken hayatının farklı dönemlerini ve bu dönemlerde geçirdiği düşünsel ve ameli tecrübeleri ile okuyucuların yoluna ışık tutuyor.
Daha çocukluk yıllarından itibaren babası tarafından ilim halkalarına yönlendirilen Gazzâlî hazretleri hayatının ilerleyen zamanlarında çok önemli ilim merkezlerde hem talebelik hem hocalık yapma fırsatı buldu. İçinde bulunduğu süreç onu adeta fikri bunalımlara sürükledi. Kendisinin “Hastalık” dediği düşünsel krizlere girdi, “kalbine düşen bir nur” ile kurtuldu. Serüveni devam etti.
Gazzâlî Hazretleri eserde Kelamcılar, Batıniler, filozoflar ve Sufiler ile olan münasebetini, onların doğruluklarını, eksikliklerini ve yanlışlarını irdeler. Her birinin hangi açıdan hangi kıymet hükmüne sahip olduğunu tespit maksadıyla onların ulaşabileceği tüm bilgilere sahip olmaya giriştiğini söyler.
Gazzâlî hazretleri çıktığı bu yolculukta Kelamcıların bilginin hakikatine varmak işinde reddettikleri kimselerin metotlarını kullandığı için onları başarısız görür. Aynı zamanda zorunlu bilgiden başka bilgi türünü kabul etmeyenlere fayda sağlayamayacaklarını iddia ve ispat eder.
Filozofları birkaç gruba ayırıp her birinin temeldeki yanlışlıklarını ifşa ettikten sonra onların kimi hususlarda küfre düşmelerinden dolayı o yola girmeyi men ederken, kimi yöntemlerinin zararından söz etmenin mümkün olmadığını söyler. Mantık ve matematik bu gruptandır. Filozofların en fazla yanlışa yuvarlandığı alan olarak Metafizik ilimleri işaret eder.
Gazzâlî Hazretleri bilginin hakikati arayışında devam ettiği yolculuk onu Batıniliğin de metotlarını öğrenmeye sevk eder. Ondaki arızaları ve yanlışlıkları da tespit edip kıymet hükmünü verir.
İşin sonunda aradığı hakikate tasavvuf ile ulaşılabileceğini görür ve oraya yönelmekten başka yol olmadığını söyler. Zira işin söz ile değil hal ile olacağını sufiliği öğrenirken görmüştür. Onların derdi kalbi her türlü malayaniden arındırmak Allah’ın zikri ile doldurmaktır. Vasıl olunması istenen hakikat ise budur. Gazzâlî hazretleri bu tespiti yapmak için hem geçmiş sufi büyüklerin eserlerini çok iyi incelemiş hem de 11 yıllık inziva hayatında bunu bizzat müşahede etmişti.
Gazzâlî hazretlerinin hayatından sunduğu sahnelerle hem bilgi verici hem sürükleyici bir üsluba sahip olan bu eser İslami ilimler ile ilgilenenler için olduğu gibi, felsefe okuyucuları içinde kıymeti haizdir.
Abdurrezzak Tek tercümesi ile Emin Yayınları’ndan çıkan bu eserde ayrıca asıl (arapça) metinde kitabın sonuna eklenmiş. Dipnotlarla kaynaklar ve gerektiğince açıklamalara gidilmiş.
Cevapla