“Dünya Mü’min’in zindanıdır.” buyurarak Mü’min-Dünya münasebetini esaret olarak beyan eden Allah resulü hem bir hakikati hem de idrakler için dünyayı konumlandırıcı bir istikameti işaret etmiştir. Kim zindanını sever ona bağlanır bilinmez fakat Müslüman için bunun böyle olmayacağı bir memuriyet ve mesuliyet. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in çerçevelediği bu ölçü İslam tarihinin seyrini belirleyen rota halinde fetihlerin, cihadların ve bu gayede şehadete ulaşan nice canın hâletiruhiyesini en açık şekilde göstermektedir. Dünyanın tek kıymeti vuslatın yolu olmasındadır. Dolayısıyla Mü’min dünyanın ve dünyalıkların dostu olmaz. Nitekim olmuyor da..
Bir abi tanıdım ismi Halil ki tam ‘Dünya’ya düşman Allah’a Halil’ bir adam! Salih Mirzabeyoğlu’na Özgürlük kampında tanışmıştık ilk defa. İstanbul’a yeni geldiğim günlerde dışarıdaydı ve en büyük yakınlıkla gayreti onca büyüğüm ve yakınıma(!) rağmen ondan gördüm. Neyse… Şahsî kıymetini anlatmak mümkün olmadığı gibi hoş da olmaz. Lakin hayatının her anını imanına şahit kılarcasına yaşayan, yaşamaya niyetli bu adama Cenab-ı Hakk bedenini ve vefatını da imanına şahit kılma mertebesini nasip etti.
Bizzat devlet eliyle, terörist faaliyet ve gruplara iştirak ile damgalandığı bu topraklarda ‘Allah’a teslimiyet ruhu ile bağlanmanın ve bu hâl ile yaşamanın’ her planı ters yüz eden bir kader planına remz olarak, Cumhurbaşkanının, nice devlet erkânının ve tanıyan-tanımayan binlerce vatan evladının iştirakinde gerçekleşen bir cenaze namazıyla Müslüman zihinlere ihtar etti: “Dünyaya tenezzül etmeyin ki sizin olsun.”
Mevlam şehit abimin şefaatine nail eylesin..
Bizlere de kendisi gibi şehadet nasip eylesin..
Cevapla