Yeni bir ayın başladığını müjdeleyen hilal, ayın ilk üç gecesinde bu adla anılır. Hilal kelimesi “ihlal” kökünden gelir ve ihlal, sesi yükseltmek demektir. Eskiden insanlar hilali gördüklerinde bir sevinç vesilesi olarak, birbirlerine yüksek sesle hilalin görünmesini müjdelerlermiş. Bundan dolayı ilk üç gecedeki haline hilal denilmesine vesile olmuştur.
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre; “1441 Ramazan hilali için 23 Nisan Perşembe günü Greenwich saatiyle 02.26’da içtima, aynı gün Greenwich saatiyle 17.43’te rüyet olacak ve hilal ilk defa Afrika kıtasının doğusundan itibaren görülmeye başlayacak.” [1]
Bu sene hilal ilk defa Afrika kıtasının doğusundan doğduğu gibi, Dünya ve genelinde ilk defa bir salgın bu kadar etkili olmuştur.
Talha b. Ubeydullah (r.a)’den rivayet edildiğine göre Nebi (s.a.v) hilali gördüğü zaman şöyle dua ederdi:
“Allahım! Bu hilali bize emniyet ve iman, selamet ve islam hilali kıl. (Ey hilal!) Benim Rabbim de senin Rabbin de Allah’tır” ( Bu, doğruluk ve hayr hilali olsun).[2]
Peygamber (a.s) bir bakıma ayın bereketli geçmesi, zahiri ve batıni ya da dini/dünyevî huzur için dua etmiştir. Biz de geçirmiş olduğumuz bu zor günlerin bir an önce bitmesi ve selamete erişmemiz için bu duayı etmeliyiz.
Sahur
Enes (r.a)’den rivayet edilen hadiste belirtildiği üzere; “Sahur yapınız, zira sahurda bolluk- bereket vardır”[3] Sahur bize, ailemize ve sevdiklerimize bolluk, bereket getirecek.
Bu sene ülkemizin ve tüm dünyanın içinde bulunmuş olduğu salgın sebebiyle yapacağımız sahur, diğer senelerdeki sahurlarımızdan farklı olacak. Daha mahzun ve çekirdek ailemizin olduğu bir sofra olacak. Geniş ailelerimiz ile yapmış olduğumuz sahurların ne kadar kıymetli olduğunun farkına varacağız. Yine sahurumuzu yaparken televizyonlardaki sahur programlarını izleyebileceğiz. Her sene sahurda yarın işe gideceğini düşünen birçok kişi bu sene bunu düşünmeyecek, işe gitme telaşı olmayacak. Sahurumuzu yaptıktan sonra yarın uykusuz kalacağım endişesi duymadan Kur’an’ı Kerim okuyarak namazı bekleyebileceğiz.
Ramazan
Ramazan ayından nasıl istifade edilmesi gerektiğine dair sorular, her sene gelir bizlere. Bu seneki ramazan bizim için çok daha bereketli geçebilir. Çünkü birçok kişinin dünyalık telaşı çok daha az olacak.
Kur’an-ı Kerim, açıklamalı meal, tefsir ve özellikle ramazana dair ilmihal bilgisi ve hadisler okumalıyız. İnsanlarla temasımız azaldığı için dilimizi daha kolay koruyabiliriz.
İftar sofralarımızdaki misafir bereketinden yoksun kaldığımız gibi, evimize misafir gelecek diye yapmış olduğumuz abartılı yemekler yerine abartısız ve sade yemekler yapabiliriz. Yemekler için yapmış olduğumuz masrafları ramazanda iftar veren vakıflara bağışlayabiliriz. İşlerinden çıkarılan birçok aileye sadaka, fitre ve zekâtlarımız ile yardım edebiliriz.
Her gün açıklanan vaka sayılarıyla umudu, hayatı ve ölümü daha çok düşünebiliriz. Çünkü verilen vaka sayılarında, yeni vakalar olduğu gibi iyileşenler ve ölenler de olacak.
Genel olarak bu ramazan ayı dünya telaşesinden uzak olmamıza, ahireti daha çok düşünmemize ve kendi kabuğumuza çekilmemize vesile olacak.
“O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır.”[4]
Mevla ramazan ayı hürmetine bize doğruyu eğriden ayırmayı ve ayaklarımızı İslam üzerine sabit kılmayı nasip eylesin. Âmin
Miladi 23 Nisan 2020 – Hicri 30 Şaban 1441
[1] https://www.aa.com.tr/tr/ramazan-2020/ramazan-hilali-once-afrikada-gorulecek/1807005
[2] Tirmizi, Dua 50.
[3] Buhari Savm 20; Müslim Sıyam 45 , Tirmizi Savm 17; Nesai, Sıyam 18, 19 İbni Mace, Siyam 22
[4] Bakara Suresi, 185.
Cevapla