Emine Şenlikoğlu bir dönem kitapları ile müslüman gençlerin ilk okuğu yazarlar arasında idi. Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar, Çin İşkencesi, Maria, İmamın Manken Kızı, Burası Cezaevi … gibi kitapları ile gençliğin ufkuna giren ilk ışık hüzmelerini oluşturan satırların sahibiydi.
Sonra Emine Şenlikoğlu‘nda bir kısım değişiklikler meydana geldi. Çarşafı ile Tv’lere çıkmaya başladı. Herhangi bir cemaate mensubiyeti sorulduğunda “Mahmud Efendi Hazretlerine manen bağlı olduğumu düşünüyorum ama artık cemaate bağlı değilim mesela”* demeye başladı. Cübbeli Ahmet Hoca‘nın deyimi ile “Efendi Hazretlerinin kürsüsünün dibinde yıllarca sohbet dinleyen bacımız çıktı: “Ben Efendi Hazretlerinin anlattıklarının yüzde yetmiş beşine inanmıyorum”“** şeklinde değişilikler görüldü.
Bu süreç kendisini Mustafa İslamoğlu saflarında görmeye başladığımız sürece tekabül ediyor. Bir röportajına şahit olduk Bay İslamoğlu ile. Röportaj başında İslamoğlu‘nu bir “efsane” olarak nitelemekten imtina etmedi.*** Öylesine övmek kolay olmadı sanıyoruz! Videonun devamın ise İslamoğluna : “Sayın hocam, bütün herkesin gençliginde flörtleri oldu sizin gibi birininde oldumu acaba, kalbinde yatan bir aşkınız var mıydı?” manasını muhtevî sual yöneltecek kadar düştü.. Şaşırdık.. Şaşırdığımız kadar üzüldük!
Durup durup ortaya bir bomba atan hanfendi yine sahneye çıktı. Sosyal medyamızın güzide sayfası Twitter üzerinden bir tweet attı ve şöyle dedi :
AYASOFYA’nın bir yanı cami bir yanı kilise olsa ne güzel olurdu, aynı anda müze görevi de yapar.Böylece bilinçizce,Ayasofya yaygarası kopmaz. ****
Bu tweeti bizim yorumlamamıza gerek var mı bilmiyorum. Meseleyi diyaloga mı bağlayalım, akıl tutulmasına mı, savrulmanın nihaî adresinin bu kadar kötü olmasının vehametine mi bilmiyorum… Bu hanımın ibadethane tasavvurunun ne hale geldiğini mi konuşalım, yoksa din ilmine dair malumatını mı? Tarih üzerine bir kaç kelam etmeye, Ayasofya Vakfiyesinin maddelerine, Fatih’in bedduasına mı değinelim bilemedim..
Temennimiz; benzer görüntüler ile tekrar hortlama…
Kal öyle…
NOT: Bu yazı yayınlanarak twitter üzerinden duyurusu yapıldığında Emine Şenlikoğlu hanım -mention atılmamış olmasına rağmen- bir cevap yazarak ” Nasıl bu kadar acımasız oluyor, hakkımızdaki iftiraları yamaya çalışıyorsunuz, ahirette görüşürüz” dedi. Kendisine yalnızca “Kitaplarını okuyarak büyüdüğümüz insanlara bunları yazmak kolay mı sanıyorsunuz? Neresi yalan ise düzeltmeye hazırız” diyerek mukabele ettik. Düzeltme yapılması gerektiğine dair hiçbir cevap yazmadan, kendisini savunanlara destek olmakla yetindi. Halbuki bizim yaptığımız sadece bir haber niteliği taşıyor ve nakilden başka bir şey ihtiva etmiyor.. Duyrulur..
Salih Kartal
Kaynak Linkler
* Cemaate mensubiyeti (dk : 7:00) https://www.facebook.com/video/video.php?v=120145174759672
** Cübbeli AHmet Hoca Emine Şenlikoğlu : http://www.youtube.com/watch?v=AG3cKkkexLk
*** Röportajın ilk partı : http://www.youtube.com/watch?v=FSA5xS72yv8
**** Tweet linki : https://twitter.com/senlikogluemine/status/511552485031698432
Bu kadini evvelden beri hic samimi bulmam. Onu geciyorum, uzerinde konusmaya gerek dahi duymuyorum… Esas mes’ele akli basinda sandigimiz bazi kardeslerimizin hala “hocam hocam şeklinde el pence divan durmalari. Insan bu kadar mi kor olur, akil tutulmasindan baska birsey degil.
Hulasa; saglam sahih itikad, istemekle birlikte nasib işi. Nasibi olmayanin akli, sapitmasi icin yeterli.
Şenlikoğlu hanımefendi,galiba dikkatleri üzerine çekme hastalığına yakalanmış.son yıllarda sık sık böyle saçmalíklarla dikkatleri üzerine çekme hamleleri yapmakta,son hayır olsun.
Dini konularda nerde duracagini bilmessen son durak cehennemdir.Bu kadin hep kendini begenmis bir insandi sonu bastan belliydi