Beyaz Tv kurulduğu günden beri; Kadir Mısıroğlu, Cevat Akşit Hoca Efendi, Cübbeli Ahmed Hoca Efendi ve Necmettin Nursaçan hoca efendi gibi, İslamî camianın saygı duyduğu ve bu camianın gündemini belirleyen şahsiyetleri misafir etmek suretiyle kamuoyu nezdinde belli bir itibar kazandı. Millî ve manevî değerleri muhafaza izlenimi vererek, medya dünyasında yer edinmenin son derece zor olduğu kurtlar sofrasında böylelikle bir yer edinmeyi başarabilen televizyon kanalının çizgisi yavaş yavaş değişmeye başladı.
Çizgisi değişen bir medya kuruluşunun bu değişimde sırtını dayayacağı şahıslar da elbette zamanla, akademik kariyeri ilerledikçe, mevki ve makam açısından yükseldikçe kendisi de değişen, derinlerde gizlediği hamasetini fırsatını bulduğu anda zerk eden şahıslar olacaktı.
Nitekim Beyaz Tv olarak çıktığınız bu değişim ve dönüşüm yolunda doğru tercihlerde bulundunuz ve Prof. Dr. Mehmet Okuyan gibi birine yöneldiniz. Seyirci kitlenizi daha çok millî ve manevî değerlerine bağlı kesim oluşturduğundan, Mehmet Okuyan’ı daimî konuk olarak aldığınız programınıza karşı haliyle birtakım tepkiler söz konusu oldu. Ramazân-ı Şerîfin ilk akşamından itibaren yoğunlaşarak süren tepkilerin hiçbirine aldırış etmediniz. İlkeli (!) yayıncılık anlayışınızdan mıdır bilinmez, sadakatinizden hiç taviz vermediniz.
İşin Aslı mı yoksa Faslı mı?
Prof. Dr. Mehmet Okuyan’la yollarınız kesişip de birlikte yolculuğa çıkışınız, geçtiğimiz senelere tekabül ediyor. 2015 senesi Ramazân ayında da Mehmet Okuyan‘la iftar programı düzenlediniz. Birlikteliğiniz ilerleyen dönemde, Cuma akşamları haftada bir gün olmak üzere başka bir yayınla devam etti. Programa daimî konuk olarak aldığınız Okuyan’ın görüşleri sebebiyle insanların, Allah (Celle Celâluhû), Peygamber ve âhiret inancının ifsâdına kapı araladınız. ‘İşin Aslı’ başlıklı programınızla sebep olduğunuz bu ifsâd teşebbüsünü haftada birle de kalmayıp, Ramazân ayında halkın ekran başında en çok bulunduğu iftar öncesi kuşağa haftada her gün yayımlanmak üzere planladığınız daha feci bir program serisine taşıdınız.
Bu programın ve benzer programlarınızın işin aslını mı yoksa faslını mı ifade ettiğini zamanla hep birlikte göreceğiz. Popülaritesi sebebiyle benimsediğiniz bu şahısların durumu, suyun üzerindeki köpük misalidir. Kısa bir süreliğine hâkim bir görüntü verseler de, tıpkı köpüğün dağıldığı gibi, kısa süre içerisinde dağılıp gitmeleri ve itibarsızlaşarak yok olmaları kaçınılmaz sonları olacaktır. İşin aslı sizin yaptığınız ise, hakikati o hazin sondur.
Onlarla Beraber Sizler de İtibarsızlaşırsınız
Beyaz Tv kanalına özel olarak yaptığımız bu ikaz esasında üzerinde durduğumuz hassasiyetten uzak bütün televizyon kanallarına şamil bir ikazdır. Sünnet düşmanlığı yapan hiç kimse abat olmadı. Bu yolda yıllarca yürümüş olan Yaşar Nuri Öztürk, Ercüment Özkan gibi insanların bir değeri kalmadı; itibarsızlaşmadan ölmediler. Bir geçiş mevsimine denk geldiklerinden bir dönem prim yapar gibi göründülerse de, akıbetleri o mevsimde pohpohlandıkları gibi olmadı.
Bugün aynı akımın başını çekenlerden biri olan Mustafa İslamoğlu’nun içerisinde bulunduğu durum da onlardan farklı değildir. O da Hazreti Âdem (Aleyhisselâm) üzerinden insanın yaratılışı konusunda yaptığı, önceki görüşlerine taban tabana zıt bir tavır değişiminin, sert bir manevranın ardından iyice itibarsızlaştı. Artık fikirleri dikkate alınan biri olmak bir yana, ancak kendisi ve iddiaları espri ve caps malzemesi edinilen biri hâline geldi.
Popülaritesinden yararlanmaya çalıştığınız şahıs da sizinle yükselmeye çalışıyor. Karşılıklı olarak samimiyetsizce ve yalnızca birbirinizin omuzlarına basarak yükselme maksadınız, her iki tarafın da sonunu hazırlayan bir birlikteliktir belki de.
2015 senesinde düzenlemiş olduğunuz programa kamuoyundan yoğun bir tepki söz konusu olmamışken bu sene böyle bir durumun gelişmiş olması da Mehmet Okuyan’ın hızla itibarsızlaştığının önemli bir göstergesidir. Bu gösterge, sizin de kurumsal itibarınız için de önemli olmalıdır.
İmâm-ı Âzam’a Göre Kabir Azabını İnkâr Eden Dinden Çıkar
Mehmet Okuyan’ı yalnızca bir profesör olarak değil, bir de vakıaya bakarak değerlendirmelisiniz.
Görüşlerini her fırsatta İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe (Rahimehullâh) Hazretleriyle refere etmeye çalışır; fakat kendisinin, inkâr için kiremit büyüklüğünde kitap yazdığı kabir azabını inkâr edenin durumu hakkında İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe (Rahimehullâh) ‘kâfirdir’ der ve ekler; ‘konuya delâlet eden âyet-i kerîmeleri inkâr etmeyip te’vilini inkâr ettiğini söylese de kâfirdir’.
Bir papaza, Ehl-i Sünnet’in i‘tikâd umdelerinden biri olan Nüzûl-i İsa (Aleyhisselâm) konusunda: ‘Sen, Hazreti İsa (Aleyhiselâm)ın ölmediğine ve geri geleceğine dair Kur’ân’dan bir âyet göster ben Hristiyan olacağım’ diyebilecek kadar pervasız biridir Mehmet Okuyan.
Abdestsiz bir şekilde imamlığa geçtiğini hatırladığı hâlde işi dalgaya alabilecek kadar ciddiyet ve hassasiyetten uzak biridir Mehmet Okuyan.
Nassların açık delâletine rağmen şefaati inkâr edebilecek kadar cüretli, indirilmiş-uydurulmuş din ayrımı yaparak ümmetin âlimlerini ve birikimini tahkir edebilecek kadar gözünü karartmış biridir Mehmet Okuyan.
Onun inkârcı tavrı bunlarla da sınırlı değildir. Mucizelerin varlığı ve kaderi inkâr ettiği gibi, Hazreti İbrahim ve İsmail (Aleyhimasselâm) kıssasını tahrif etmekten, Arapçanın en zayıf kaidelerine tutunmak suretiyle Hazreti Meryem (Aleyhesselâm) hakkında basitçe yorumlarda bulunmaktan da çekinmeyen biridir Mehmet Okuyan.
Televizyon kanalları bu tür hoca ve akademisyenler için acaba yeni bir FETÖ tecrübesi, siyasî bir ayrışma mı beklemektedir? Devlet içinde paralel yapılar oluşturuluncaya ve üzerimize mermiler yağıncaya kadar beklemek zorunda mıyız? Gençlerimizin ve insanımızın inancından değerlerine her şeyin sarsılması için çalışanlara verdiğimiz fırsatları geri almak için tecrübe etmemiz gereken şey nedir? Aykırı görüşlerine rağmen baş tacı ettiğiniz, düzenlediği merasim, program ve organizasyonları canlı olarak yayımladığınız FETÖ tecrübesinden hiç ama hiç ders çıkarmamışa benziyorsunuz. Aynı delikten ikinci kez hatta çok kez ısırılma konusunda pek iştahlı görünüyorsunuz.
Ehl-i Bid‘atten Sakındırma Farizasını Yerine Getiriyoruz
Bizim hedefimiz asla kurumlar veya şahıslar değil; fikirler ve halkın inanç ve tasavvur dünyasını tahrip eden müfsid tavırlar, bozucu ve yıkıcı faaliyetlerdir. Biz her şeyden evvel bir mü’min olarak boynumuzda bulunan ehl-i bid‘atten sakındırma farîzasını yerine getirmeye çalışıyoruz. Bizim yaptığımız koğuculuk ya da gıybet de değildir. Zira bid‘at sahiplerinin yaptıklarını ve ifsâda sebep olan hareketlerini gündeme getirmek, koğuculuk ve gıybet sayılmamıştır. İbnü Receb el-Hanbelî (Rahimehullâh)ın: “Bid‘at ve sapıklık ehli ile âlimlere benzedikleri halde âlim olmayanların cehaletlerini açıklamak ve onlara uyulmasından sakındırmak maksadıyla kusurlarını açıklamak caizdir” beyanı veçhile yaptığımız, inancımızın bize yüklediği bir mükellefiyeti yerine getirmekten başka bir şey değildir.
Dinî Alanda Bâtıl Programlar Düzenlemenin Ağır Vebalini Üstlenmeyin
İnanç alanına ait günahların sebep olacağı vahamet, amelî günahlarla mukayese edilmeyecek derecede ağırdır. Sizler bu gibi şahıslara program yaptırarak sıradan programların sebep olduğu tahribattan, insanları ortak ettiğiniz amelî günahlardan çok daha fazlasına sebep oluyorsunuz. Yoksa biz sizin tıpkı sol menşeli kanallar gibi, modern bakış açısıyla İslâm’ın değerlerine karşı yaptığınız haberlerin de farkındayız.
Fudayl İbnü İyâd (Rahimehullâh): “Bid‘at sahibiyle oturana hikmet verilmez. Onlarla benim aramda demirden bir sur olmasını isterdim”, derken İmam Ahmed İbnü Hanbel (Rahimehullâh) bid‘at ehliyle ünsiyet kurmaktan sakındırmıştır. Muhammed İbnü Sirin (Rahimehullâh) bid‘at sahibinden bir kelime işittiğinde kulaklarını tıkamış, yine Ahmed İbnü Hanbel (Rahimehullâh) onlara herhangi bir konuda danışmaktan men etmiştir.
Aynı yayın politikanızı sürdürdüğünüz müddetçe bu vebali yüklenmek sebebiyle hazin bir akıbete sürüklenebilir, -eğer bir nebze olsun varsa- manevî varlığınızı ve dahi malî varlığınızın yanı sıra siyasî itibarınız da dâhil her şeyinizi kaybedebilirsiniz.
Çizginize Dönerek Yayınlarınızda Dinî ve Millî Değerlerimize Uygunluğu Gözetin
Her ne kadar ahlaki açıdan sorunlu olan birçok programlarınız söz konusuysa ve ‘İşin Aslı’ adlı dinî formata büründürmüş olduğunuz programınızda tesettüre riayet etmeyen bir hanım sunucu tercih etmişseniz de, lâik-demokratik sisteme entegre ve bağlı bulunduğunuz RTÜK karar ve denetlemelerine uygun şekilde yayınlarınıza devam etme hakkına sahipsiniz. Dinî alana ait programlar yaptığınızda ise bunun sonuçlarının laik-demokratik hukuk sisteminin kanunları veya RTÜK kararlarının yaptırımlarıyla eşdeğer olmayacağını bilmelisiniz. Bu sebeple, konu ve konuklarınızı dinî ve millî değerlerimize uygunluğu gözeterek belirleme gibi bir sorumluluğunuz var. Tercih hakkınızı, ya değerlere bağlılıktan yana kullanarak kendinizi düzelteceksiniz ya da adeta bir televizyon kanalı çöplüğüne dönüşmüş olan memleketimizin, mazide kalmış televizyon kuruluşlarından biri hâline geleceksiniz.
Bu noktada tercih, siz Beyaz Tv yöneticilerine aittir.
BeyazTV ye bu mektubu her kim yazdıysa yazan tam bir Kuran düşmanı birisiymiş
Görüşlerine güvenmeyen, kimlikleri belirsiz kişiler başkalarının görüşlerini ifade edebilmesine karşı çıkıyor. Fecaat bir yazı.
Ne kadar da korkmuşsunuz Allah’ın sözlerinden. Derdiniz Mehmet okuyan da değil, derdiniz Allah’ın vahyi. Bana bu ayeti hatırlattınız:
61.8 – İstiyorlar ki, ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürsünler. Ama Allah, küfre batanlar hoş görmeseler de nurunu tamamlayacaktır.
Tersten okuyan tayfasi hemen atlamis! Yaziklar olsun size siz ayetleri kendi kafaniza heva ve heveslerinize gore yorumlayip,efendimizi dislayip iman ettiginizi mi dusunuyorsunuz! Kuran muslumani lakabi yetmez!
Ali İmran 132: Allah’a ve resule itaat edin ki, merhamet görebilesiniz.
Enfal 20: Ey iman edenler! Allah’a ve resulüne itaat edin. İşitip durduğunuz halde ondan yüzünüzü çevirmeyin.
Maide 92: Allah’a itaat edin, resule itaat edin, sakının. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin: Bizim resulümüze düşen sadece apaçık bir tebliğdir.
Haşr 7:…….. Resul size ne verdiyse onu alın; sizi neden yasakladıysa ona son verin ve Allah’tan korkun. Hiç kuşkusuz, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.
Tersten okuyan senin ve senin baban… Çünkü sen babanın dininden olduğunu ispet ediyorsun.. Oğlum ONLAR BİRÜMMETTİ BİZDE BİRÜMMETİZ NE ONLARI BİZDEN NEDE BİZİ ONLARDAN SORUMLU TUTMAYACAK RABBİMİZ AKLINIZI BAŞINIZA ALIN..
Sahane bir yazi olmus tebrik ediyorum! Allah razi olsun sizden..
Evet doğru ayetleri yazmışsın Resul’le itaat farzdır fakat. Resul nedir nebi nedir bilirsek bide kul sıfatının ne oldunu bilirsek ayetleri daha doğru anlarız Resul demek vahy alan tebliğ eden yani resul itaat şartıdır vahyin dışındaki söylemlere uymamak Resul’e atılan iftirayı red etmektir biz bunu yapıyoryz
Efendi= Rabb. Senin kaç efendin var???
Kabir azabı yoktur, Hz. İSA dünyaya gelmeyecek. Ben böyle inanıyorum. Siz ALLAH adına karar veremezsiniz. SİZ KİMSİNİZ. Size göre dinden çıktığım için, gelip beni öldürmeniz lazım, yoksa çok büyük günaha girer hatta dinden çıkabilirsiniz(!) Allah akıl fikir versin. Cennet size garanti ne de olsa. Buhari ve Muslimi sahih kabul etmeyen mezhepler var. onlar müslüman değil mi? CENNETİN TAPUSU, ALLAHIN VEKALETİ SİZDE Mİ?
Bence saçmalıyorsunuz!..Kuran ve Sünnet bir bütündür..mehmet tersten okuyanın dediği gibi değil yani!.. Asıl sizler bu itikad ve söylemlerinizle Kuran’ın en büyük düşmanlarısınız!..
Yorum yazanlar; acaba sizde Meryem annemize atılan iftirada, kaderi inkar etmesinde aynı fikirde misiniz? Mustafa islamoglu ile dünür olmalarında ki sebep nedir? Aynı pisliği savundukları için olabilir mi? Hadisi şeriflerden işine geldiğini kabul etmesi gözlerinizdeki perdeyi kaldırmıyor mu? Çıkarın at gözlüğünüzü.
mehmet okuyan bir ehli sünnet düşmanıdır yorumda yazan arkadaşlar siz hangi mezheptensiniz
Allah hepimize İbrahimden beri (as) MÜSLÜMAN ismini vermiş bu yetmiyormu..
Dini kendi tekelinde gören hurafeciler
Kur’anı 1 kere anlamak için okusaydınız
Bu satırları yazmazdınız unutmayın
Yarın mahşerde sorular bu kitaptan sorulacak
Filan tarikat şeyh kutup gava jaws sorulmayacak
Hem yine izlemek istersen başka kanala geç
Mesela lalagül tv Semerkant tv bol bol hikaye dinleyin
Ehlisünnet’ten kastınız allah Resul’ünün sünneti ise onun hayatı kur’an dı kur’ana aykırı ne söz söyler nede bir iş yapar
Size tavsiyem önce aklınızı sonra iradenizi
Kullanın bide vicdanınızı dinleyin
Önce sizin dininiz ne diye sormak lazım. yahu müslümanlar birbirine ne zamandan beri bu kadar kindar olabilme fetvası almışlar. Bizim bizden başka işimiz yok mu? Siz görüşlerinize aykırı her müslümanı linç mi edersiniz? İtibar edinildiği söylenen kişiler Mehmet Okuyanın düşmanı mı? Bir adam hem islamdan bahsedecek hem de birbirini sevmeyecek hatta düşmanlık edecek. Sizin kalıbınıza yazık.
Korkunun ecele faydası yoktur. Gelenek dini yıkılacak. Selam olsun kur-an a tâbi olanlara…
(Beyaz TV ye şahsım adına çok teşekkür ederim)
Imami hanefiye gore kabir azabi yok diyen kafirmiş. Ulan ahmak kimin kafir olduguna Allah mi karar veriyor imam hanefi mi? Uydurulmuş din muntesiplerinin mehmet hocayi engelleme girişimi dahi ahmakca. Madem bu kadar kendinize guveniyorsunuz hocayi tartismaya davet edin de gorelim boyunuzun olcusunu.
Hepiniz aynısınız da, keşke hocalarınız da sizin kadar cesur olsa. Belki sizin ki cahil cesaretidir. Hocalarınız çarpacakları devasa duvarın farkında olduğu için münzara tekliflerine karşı hep üç maymunu oynamıştır. Buna bakın !
https://twitter.com/musellemnet/status/875479267290775552
Mehmet hocanin anlatimindan rahatsiz olanin samimiyetinden suphe ederim ben…aklinizi basiniza alin.
ALLAH,ın dini tüm insanlığa gelmiştir ..
Hani dinimizi sadece mezheplere ve cematlere indirgeyen akıldan istifa etmişlere sesleniyorum.
Japonyada çinde veya başka bir ülkede bir insan kendi dilinden KUR,ANI okuyarak müslüman oluyor,peygamber efendimizin hayatını ve dini pratiğinide öğrenerek kimi HAM sofulardan daha ihlaslı İSLAMI yaşıyor,ne mezhep ne cemat ne mehdi-mesih ne deccal vs hiçbirisini bilmiyor ve onuda zaten ilgilendirmiyor,size göre bı sdam ve adamlar müslüman değil galiba..? İslam dinini sizin gibi az gelişmişler bir bölge ve bir ırkın dini haline getirdiniz..ALLAH,ın dini çok sade saf net ve kolay ancak sizler bu dinin bagajına öyle şeyler koydunuzki ne din taşıyabiliyor bunları nede dindarlar..
İmanın şartları belli
İslamın şartları belli
Nasıl kulluk edeceğin belli
Helal belli
Haram belli
Peygamberimiz ilk müslüman ve bize bu dine nasıl inanılır ve nasıl yaşanır MÜBAREK PAK VE TEMİZ hayatıyla bize göstermiştir..
İmamı azamı severim ancak bu ve bunun gibi imamların yorumundan hareketle dinin esasından olmayıp fer-i bir mesele olan kabir azabı vs konulara inanmayanın dinden çıkacağını söylemesi ce sizinde bunu MAL bulmuş mağrip gibi dile getirmeniz İMANIN nasıl elde edildiğini ve nasıl İMANDAN çıkıldığını bilmeyecek kadar zavallısınız..Daha doğrusu imanın ne olduğundan bihabersiniz..
İMAN hür irade ile bilinçli bir kabuldür..
İMANDAN çıkmakta aynen böyle olur.
Dinin anası ve esası olmayan konularda kimi yorum ve tercihlerden dolayı zırt pırt dine girilmezde çıkılmazda DİN inin sahibi siz değilsiniz.Eğer böyle olsaydı mezhep hocalarının birisinin ak dediğine diğeri kara demiş,buna göre dinden çıkmışmı oldular..?siz mezhebinizi ve mezhepleride bilmezsiniz bakın ve inceleyin mukayeseli olarak mezhepleri.Bu yüce dini kurtarma çabasından kurtulun kendinize bakın bıktık sizin gibi kurtarıcılarda..Dini ALLAH korudu ve koruyacak,bu dini yaşanmaz bir şekilde zorlaştırıp sadece arapların kültür gelenek ve göreneklerine indirgediniz.Bu din tüm insanlığa inmiştir bunu iyi anlayın bölgesel ÇÖMEZLER..
Sizin gibi düşünen olursa iyi, sizin gibi düşünmeyen olursa kötü. Bu ne güzel Adalet. Bu ne güzel bir din. Tv insanları çıkartır ve konuşturur. Beğenirsin beğenmezsin. Doğru bulursun yanlış bulursun. Buna kimse karışamaz, yargılayamaz. Benim için itibarlı olan senin için itibarsızsa, senin içinde itibarlı olan benim için itibardızdır. Bu yapılan iftira kampanyasıdır. Anlaşılıyor ki rantınız azalıyor ve saldırganlaşıyorsunuz. Bu iyiye işaret
Onlar tv’ye çıkıp 1400 yıllık islam ulemasını tenkid özgür fikir beyan etme ameliyesi oluyor da, biz Okuyan’ı eleştirince neden itibarsızlaştırma gayreti oluyor, tu kaka oluyoruz? Siz içinde bulunduğunuz yaman çelişkinin farkında mısınız?
Bunu kim yazmışsa saçmalamış resmen Şefaat Yalnız ve yalnız Allah’a mahsusutur. Hz. Peygambere iftira atmasınlar Hz. Peygamber şefaat etseydi kızım Fatıma bana güvenme ahiretini Allah’tan satın al ben senin için birşey yapmam. Demezdi …
Mehmet okuyan ve Cübbeli sonraki işler, asıl önemli olan Amerika’nın Müslüman toprakların da ne işi var ?
Kuran ‘ dan bu kadar korkan, Kurana asla GÜVENMEYEN bir kişinin fecaatleri …Hezeyanları….Bir de imamı Azamı vs yazmış, güya aklı sıra delillendirmiş… ! Kurandan referans almayan şeylere itibar etmezdi o… Hakikatın kaynağı Kuran ‘ mı, rivayet mi! Buhari, İmam Azama kafir diyor…Buna ne diyeceksin itibarsız yazar…!
Emevi dininiz yıkılacak . Gerçek vahiy Islamı şahlanacak.. Beyaz tv yi tebrik ediyorum… Yaşasın Tek Allah a inananlar. Peygamberi ortak kosmayanlar.. Yaşasın tevhid. Batsın tesniye inancınız
Bu muktubu kim yazdıysa Allah ,İslam,Din,Peyğamber düşmanıdır.Her kes öz fikrini yazır.Amma eslinde yazanlar öz iç üzlerini gösterirler.Mesela,Allah deyir ki,Menim dinimi bölmeyin,parçalanmayın.Ama,bölünmüş,zavallı kardeşlerim çıkıb da yorum yazır ki,filan mezheb burdan geldi,filan tarikat ordan getdi.Allah deyir bu sureleri,ayeleri,mesajları,hökmleri,sünnetleri(kanunları) siz diriler üçün göndermişen,ölülere Kuran okuyup para kazanan zavallılar deyir yok olamaz.Bu Kuran ancak para kazanmak ,yaslarda okumak,mövludlarda okumak,gözel okuyup yarışmalar yapmak ve.s-e üçündür.Çok yazmak olar amma,kim birinci Kurana,ikinci Kurandan danışanlara kulak asmak istemirse asmasın. Ve onsuz da Şeytan sonunun ne olacağını bilir ve ona çoxlu dost,arkadaş lazım.Haydı düşmanlığınızı artırın,görek sonumuz ne olacak.
bu yazan adamın derdi milli ve manevi duygular… yukarıda belirttiğiniz gibi… bu konunun islam’la ilgisi hiç yok. Siz atalarınızın dinine sarılmaya devam edin… Size göre Kuran a da gerek yok zaten, size ilmihal yeter….
Harika bir yazı olmuş. Maalesef dini tv den sosyal medyadan öğrenen kardeşlerim m. Okuyan gibi bir kişinin gerçek yüzünü görmeden ona taassubvari bir bağlılık gösteriyor. Bizi eleştirdikleri noktalarda aslında kendileri ile çelişiyorlar. Kur’an yeter alimleri bırakın diyenler m. Okuyanın sözüm ona tefsirlerini okuyarak büyük bir çelişkiye düşüyor. Allah bu kardeşlerime düşünmeyi nasip etsin.