Kısa zamanda yapılan uzun bir yolculuğun, bir gezinin ya da bir ziyaret silsilesinin bizde bıraktığı izleri, meraklılarına faydalı olabilecek, diğerlerine de belki merak uyandırabilecek olması umuduyla kaleme almaya niyet ettim. 5 günlük bir gezide, Aksaray, Kayseri, Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır ve Malatya illeri ile, şehir merkezine nispeten uzak bazı ilçeleri kapsayan bir ziyareti kastediyorum.
Kocaeli’den yola çıkarak, zaman darlığının bilincinde bir hareket mekanizmasıyla, 3500 km’yi aşan bir yolculuk elbette kolay olmadı. Ancak bu zorluk, ziyaretin bereketini iliklerimize kadar hissetmenin de önüne geçmedi.
Aşağıdaki harita işaretlenmiş güzergahı takip ettik. Yazı içerisinde beklentilerimiz-bulduklarımız, coğrafya şartları ve konaklama gibi doğrudan gezi şartlarına dair somut durumlardan bahsedeceğimiz gibi, ziyaret ettiğimiz mekanların ve makamların hakkında bilgi de bulacaksınız.
Hal böyle olunca yazı tek seferlik değil, bir seri halinde yayınlanmayı hak edecek kadar uzun olacak.
Hemen belirtelim ki, internette çok daha güzelleri bulunabilecek olmasına rağmen, yazının tamamında kendi çektiğimiz resimleri kullanacağım. Hakkında bilgi verdiğim mekanlara dair ifadeler de doğrudan iktibas olmayacak. Bu şekilde daha faydalı bir yazı olacağına inancım tamdır.
İlk Durak Aksaray
Aksaray Ulu Camii
Sabahın 8’inde çıkılan yolculukta, ufak tefek ihtiyaçlar ve tuz gölü duraklaması dışında ilk durak Aksaray. Yaklaşık 620 km’lik yolculukta, Aksaray’ın merkezinde, Ulu Cami’de öğlen namazını eda ediyoruz. Cami 1408 senesinde, Mehmed Bey tarafından yaptırılmış. Osmanlı Kayıtlarında Karamanoğlu Ulu Camii adıyla da zikredilmiş. Karamanoğulları adeta kendilerini Selçukluların devamı gördüğü için mimarî açıdanSelçuklu eserlerine benziyor.
Cami dışında görüntü kirliliği oluşturucu afişlerin, bu tarihi eser üzerine asılması ne kadar canımızı sıktıysa, cami içerisinde de fotoğraf çekilmesini engelleyici bir amca, huzur içinde görüntü almamızın önüne geçti. Caminin dikdörtgen planını tam olarak görüntüleyemedik belki ama, içindeki tarihi minber ustaların el işçiliği ile neler ortaya koyabildiğini göstermesi bakımından muhteşem bir örnek. Dikkatle incelenmeyi hak eden oyma ve yer yer sedef kakma işlemeleriyle duruşu ile daha görür görmez dikkatinizi celbedeceğinden şüphem yok.
Aksaray Ulu Camii İç Görünümü
Somuncu Baba Türbesi ve Ervah Kabristanı
Somuncu Baba adıyla meşhur, Şeyh Hamid-i Velî hazretlerinin hikayesi meşhurdur. Büyük bir Allah dostudur ama kendisini gizlemektedir. Bursa’da somun ekmek pişirir, dağıtırdı. Ta ki Bursa Ulu Camii yapılıp, ilk namazda hutbeye çıkan Emir Sultan hazretlerinin, onu işaret ederek hutbe için onu davet etmesine kadar. Hutbeye çıkmıştır çıkmasına ve Fatiha suresini çeşitli anlayış seviyelerine göre tefsir etmiştir ancak artık ifşâ olmuştur. Bir garip somuncunun aslında sadece somuncu olmadığı anlaşılmış, Emir Sultan’a “bizi ifşâ ettin” demiştir. Somuncu Baba o günden sonra Bursa’yı terk etmiş, önce Aksaray’a, sonra Malatya’nın Darende ilçesine gitmiştir. Tabakât kitapları Somuncu Baba’nın kabrinin Aksaray’da olduğunu söylüyor olmasından olsa gerek, orada bir kabri vardır. Çilehanesi ve mescidi hemen kabrinin yanındadır. Gezimizin son durağında Malatya’nın Darende ilçesinde “tarihçilerin arşiv vesikalarına dayanarak buradadır” dediği türbesini de ziyaret edeceğimiz Somuncu Baba, Ervah kabristanlığında, sonradan yapılan bir külliyenin bahçesindedir.
Aksaray Merkezde bulunan Ervah mezarlığı da sıradan bir kabristan değildir. Ruhlar manasına gelen bu mekânda Evliya Çelebiye göre 7 bin evliya yatmaktadır. “Ruhlar” manasına gelen “Ervah” isminin verilmesinin de altında bu inanç yatar. Öyleya evliyaullah kabir hayatında diri gibidirler. Onun için burası Dâr-ı ervahtır. Evliyâ Çelebî’nin tevatürle bilinmektedir dediği yedi bin “güzide-i kibar-ı evliyaullah” sayısı kesretten kinaye midir bilinmez ama “Mübarek gecelerde buraya ilahi nurların nazil olduğu apaçık görülmüştür” diyen de yine Evliyâ Çelebî’dir.
Hal böyle olunca Somuncu Baba ile birlikte bütün bir kabristana Fatihalar göndermek ve Kabristana girerken hemen solunuzda kalacak Cemaleddin Aksarayî hazretlerin kabrini de ziyaretle beraber unutulmaması gereken bir vazifedir. O tefsir, hadis, fıkıh, ahlâk, edebiyat ve tıp sahasında eserler vermiş, rivayete göre, yürüyerek ve revaklar arasında talebelerini okutmuş, Fahreddin Râzî’nin torunlarındandır. Molla Fenari ve Seyyid Serif Cürcânî’nin hocası olduğu rivayet edilmektedir.
Ihlara Vadisi
Dünyanın en büyük kanyonlarından birisi olan Ihlara Vadisi, Hasan Dağının volkanik patlamalarından sonra oluşan yerkabuğu çatlaması ve çöküntü sebebiyle oluşmuş, Vadinin içinden geçen Melendiz Çayının aşındırmasının etkisiyle derinliği artmış, bin yılı aşkın süredir tarihsel değeri olan kiliseleri içinde barındıran bir doğa harikasıdır. Yaklaşık 10 km uzunluğunda, yer yer 100 metre derinliğinde kocaman bir yarık. Kayalar dimdik duvar gibi ve fakat tabanı bitki yetiştirecek, bahçe oluşturacak kadar yeşillik.
Aksaray Merkez’den ayrılıp buraya gelmek istediğinizde, iyi denilebilecek yollardan yaklaşık 35 km’lik bir mesafe kat etmeniz gerekecek. Bin yıldan daha eski zamanlara ait onlarca mağara kilisenin bulunduğu vadi, bu açıdan tarihi anlamda başka bir hususiyete de sahip. Kilise içlerinde onlarca resim mevcut. Kilise isimlerine ve özelliklerine dair bilgileri araştırıp gitmekte fayda var.
Vadide yapılacak bir kültür gezisi için yorucu 2 saatlik bir zamana ihtiyaç olduğundan, vadinin tabanına inmedik. Ancak yukarıdan seyretme fırsatı bulduğumuz bu doğa harikası bize yetti. Ihlara’ya gidiş yolunda da oyularak oluşturulmuş mağaraları taşıyan tepeler göreceksiniz. Bu görüntüler size Kapadokya’yı hatırlatacak. Öyle ya pek bilinmese de Ihlara Vadisi bir Kapadokya bölgesi doğa harikasıdır!
Kültür Bakanlığına bağlı bu açık hava müzesi için giriş Ücreti 20 TL. Vakti olanların gitmişken mutlaka görmesi gereken Ihlara’dan sonra biz yolumuza devam ediyoruz. Aksaray’da görülecek başka yerler de var elbette. Gitmişken Eğri Minare, Ağaçaltı Kilisesi gibi yerlere vakti olanlar uğrayabilir.
Güneş batarken Ihlara’dan ayrıldığımızda sıradaki hedefimiz Kahramanmaraş idi. Yol uzun ve yorgunluk ağır basınca, Kahramanmaraş’tan önce bir konaklama tercih ettik. Bu konaklamayı yolumuzu belki biraz uzatarak Kayseri’de yaptık.
Hemen belirtmekte fayda var; 5 günlük gezi süresi boyunca her konaklama gecemizde apart daire kiraladık. Konaklamaya karar verdiğimiz şehre doğru yolculuk yaparken internetten bulduğumuz günlük kiralık daire/apart rezervasyonu yaptık. Fazlasıyla konforlu ve ekonomik oldu. 5 kişilik grubumuz için tuttuğumuz dairelere 120-150 TL aralığında ödemeler yaptık.
Sonraki yazıda yolculuğumuza Kayseri’deki küçük ziyaretlerle devam edeceğiz.
Salih Kartal
Cevapla